30 Haziran 2006

Bülent Ersoy'a Travesti Şamarı

Haşmetmehap Bülent Ersoy yakın zaman önce canlı yayında fevkaledenin fevki ahkamlarını keserken bodof diye osurup daha sonra da utanmadan kıkırdaşan seyircileri botokslu kaşlarıyla "kendisine gülmekten" men etmeye kalkışınca zat-ali'ni daha sonra zombalamak üzere aklımın bir köşesine yazmıştım.



Aklıma takılan ilk şey şu oldu, çok uzun bir homoseksüel geçmişe ve kültüre sahip ülkemizde, paradoksal bir şekilde var olan yoğun homofobiye rağmen nasıl oluyor da bir Transeksüel insanlara böyle hükmedebiliyordu? Hem de bağnazca, tüm öfkesiyle. Sanırım Harbiyeden geçerken bazıları neredeyse istanbuldaki tüm heteroseksüel hayat kadınlarının işlerini elinden alacak kadar güzelleşen - evet bazıları da hala evrimin geçmiş aşamalarında gibi görünüyor- Travestilerden korkarak ve sakınarak geçen insanlarla, Bülent Ersoy'un herhangi bir şekilde kendilerine çemkirmesinden korkarak gak guk edemeyen şov dünyası insanlarının hisleri aşağı yukarı aynı.

Bülent Ersoy'un esasen okkalı bir şekilde tokatlanmasını gerektiren şeyse tabiki sıçarcasına osurması değil!

Ülkemizdeki sanatçıların nerdeyse %90'ında var olan aman şöhretime zeval gelmesin diye takındıkları apolitik tavır yeni nesil sanatçılarla biraz kırılmış olsa da ortalamaya bakıldığında durum hala içler acısı. Tamamen fuhuşa mahkum edilmiş travestiler konusunda yapabilecek milyonlarca şeyi varken, hem sosyal hem de ekonomik olarak bu kadar güçlüyken, kitlelerin kafasındaki imajı yıkabilecek kadar da tanınıyorken hiçbir şey yapmayan Ersoy işte tam bu noktada defalarca tokatlanmayı hak ediyor.

Yaptığı tek şey elmaslarının ne kadar büyük olduğu, ne kadar zengin olduğu ve Chanel kıyafetlerinin içine girebildiğini göstermek olan Bülent hanım (Bu arada kesinlikle kişisel terzisine 2 metre kumaştan elbiselerin yanlarına pay diktirmeden azgınlık dönemindeki kuzey atlantik foku cüssesi ile o elbiselerin içine girmesi mümkün değil), insanın aklına, "şaşayı seven yarım akıllı bir kadından sadece transeksüel olduğu için hemcinslerinin maruz kaldığı muameleye gönlü razı olmayıp belki bişeyler yapar diye bekleyecek kadar saf mısın gerçekten?" sorusunu getiriyor.

Sen de erkek seviyor musun? E, evet, Çük diyince sen de "Oh!" demiyor musun? Ona da evet. Peki senin farkın ne? Bu ülkenin hükümeti seni doğada bile var olan transeksüeliğini bir hastalık gibi görüp, çalışmanı yasaklayıp ülkeden göndermedi mi? Hepten evet! Sesin ve şarkı söylemeye kabiliyetin olmasaydı sende şimdi fuhuş'tan kazanabildiğini kazanıp, ununu elemiş ve artık gençken oldugundan daha da zor olan bir son hayat yaşayan diğer transeksuellerden biri olmayacak mıydın? Demek ki hatunun nasıl sağlam bir bilinçaltı var ki hemcinsleri öldürülüyor mu, fuhuşa mı zorlanıyor, şişleniyor mu, toplum yüzünden fuhuş yapıyorken yine fuhuş yaptıkları için toplumun azami nefretini mi kazanmış? hiç umrumda değil.

Bu bence aynen çok zengin olduğu için ss subaylarından kaçmakla kalmayıp, savaş yıllarını refah içinde geçiren yahudi tüccarların, halkından milyonlarcası sabun olurken kıçlarını ve başlarını öteki tarafa çevirmelerine benziyor.

Hoş, yapabildiği bir kaç klas hareket, rakı bardağı kırmak, anırarak ve abartarak gülmek ve sözde nazik olmak için kelimeler uydurmak olan bu cahil kadından toplumun inanılmaz baskı gören bir kısmını bu baskıdan kurtarabilme şansı doğuracak birşeyler yapmasını beklemek herhalde safdillik olur.

Tabi aynı şey yıllarca kadın kostümleriyle sahneye çıkmasına rağmen ikiyüzlü bir hayat yaşayan Zeki Müren için de geçerli. "Ühühöe, annem çok istiyo artık evlenicek kız arıyorum.." gibi saçma sapan laflar eden ve ben cocukken babamın yanında tezgahtarlık yaptığı zamanlardan aslını evvelini bildiğim Fatih Ürek gibi küçük oyunculardan, eller havayacı eğlence düşkünü Etiler ve Bodrum camiasından başka herhangi bir grup üzerinde etkisi olmadığı için söz etmiyorum bile....

üf.

Bu arada hala Bülent Ersoy'la ilgili küçük bir flash oyun üzerinde çalıştığımı bildirir ve fakat blogger.com'un flash desteği olmaması nedeniyle "Bandwidth" sorunu olmayan ve dosyayı "Host" edebilecek cengaver ve tokatlamayı seven insanlara bi el atın da eğlenelim demeyi borç bilirim.

İki Ucu Boklu Değnek




İnternet'te sanal bir şamarı fazlasıyla hakaden o kadar çok çar çöp'le karşılaşıyorum ki bazılarını birilerine haykırmak için kuduruyorum. En kötülerine biraz daha bok atarak burda toplayıp bu çar çöp'e bir ek daha yaptığım içinse gururluyum ve azimliyim.

Bu arada ilk post'la ve yukarıdaki paragrafla tamamen alakasız olmakla birlikte bambaşka işlerle uğraşırken devamlı kafamı kurcalayan şeyi de buraya iliştireyim belki çare olan olur.

Son 10 yılda "Bolca inançlı" vatandaşlarımız ümmetleşme yolunda büyük bir adım ve farz olduğunu düşündükleri zenginleşme ve sınıf atlama fazına geçiverdiler!

Bu durum yaklaşık 5 yıl önce bir prototip üretti. Aslında onlarca üretti ama benim merakıma gark olan şey bunlardan sadece biri.

Müslüman Hip-Hopcu kız prototipi.

İlk duyduğumda şehir efsanesi deyip geçmiştim. Daha sonra Bahadır Boysal Lemanda çizgi ve en sonunda ben de onlardan birini gördüm. Tam İTÜ Mimarlığın ordan, pırıl pırıl Adidas originals ayakkabıları bol cepli bol pantolon, ve zamanında acidçilerin, sonrasında metalcilerin, sonrasında Clubberların kendilerini ait hissettikleri "şeyle" özdeşleştirdikleri aksesuarlardan Hip Hop'un payına düşenleri takmış bir halde taksime doğru gidiyordu.

Bu arada prototipimiz müslüman bir kız olduğu için, aslında hiç adil ve ilahi bir varlığın direttiği bir şey olmayan, asıl kökeni değil müslümanlığın, hristiyanlığın ve yahudiliğin ortaya çıkmasından önce ama yine Ortadoğu'da günümüzden yaklaşık 4000 yıl önce Asurların hatta sadece asurlu erkeklerin, kadınların saçlarının aslında kadınların kasık tüylerinin devamı olduğunu ve kesinlikle örtülmesi gerektiği düşündüğü için ortaya çıkan Türbanını taktığını belirtmedim.

Merak konu başlığım şu, Bu prototip'e şimdi ne oldu?
Sanırım çoğu evlendi ve manto, ( eğer yazsa buna mukabil daha hafif giyecekler), Baş örtüsü , Çocuk arabası, Kirli sakallı colormatic gözlüklü Koca Prototipine geçiş yaptılar. (Mercedesli ve titanium gözlük çerçeveli istisnalar da var tabi ki). bu bir olasılık tabi, gerçek bir gözleme dayanana kadar da içimi kemirecek. Gözlemi yapmış, geçiş sürecine tanık olan varsa yazsın da kurtulayım.

merak alt konu başlıklarına gelince en önemlisi bu prototipin, içinde en çok kullanılan şeyler, Sikmek, Sokmak, Üflemek, Öldürmek, Bi daha Sikmek, Belden yukarısı çıplak erkek ve Koca kıçına küçük don giymiş katana kadın kıçı olan Hip Hop camisının ve metaforlarının bu hip-hopcu ablamızın odasına olan izdüşümü nasıl bir şeydi? Poster assan, asamazsın, keza meme göt gırla, valla çarpılırsın. Video klip seyretmek istesen, ı-ıh daha fazla göt ve daha fazla baldır!

Yani görsel olarak mahrumsun, ama neyse ki bol pantolonlar, Missy Elliot Adidasları, daha da bol kabanlar, paltolar o kadar namuslu ki asıl giymezsen günah! Evdekilerin ingilizce bilmeleri, bilenlerin senin dinlediğin müziğe kulak misafiri olmaları ve Los Angeles Burbank'teki zenci gettolarında konuşulan yeni Afro-Amerikan dilini anlama olasılıkları neredeyse allahın var olmadığı olasığı kadar az olduğu için gönül rahatlığıyla dinleyebilirsin. Sonuç olarak kesinlikle hem müslüman hem kız hem de Hip-Hopçu olmak imkansız değil..

Yazının sonuna doğru günün komplo teorisine gelirsek diyeceğim şudur;
Şimdi bu kızların Amerikada, Avusturyada ve Fransada üniversitede okuyan ablaları aileleri mürüvvetlerini görsünler diye ülkeye kesin dönüş yaptılar. bir baktılar ki kızlar Tarkan yoluna düşeceklerine Hip hop yoluna düşmüşler. Hemen Burak Kut kasetlerine sarıldılar ama Kardeşler haftasonları Firuzağa kahvede tavla oynayan Burak Kut'un adını bile duymamışlardı. Tekrar Tarkan silahını oynadılar ve kazandılar?

Ah! sorular sorular.. ardı arkası kesilmiyo neyse ki clubber ve metalci prototipinin nasıl yok olduğuna ait sosyo-ekonomik bilimsel verilerim var, o da başka bi post'a...
 

Zomba Copyright © 2009 Zomba is Designed by Zula