25 Ağustos 2006

Ali Kırca'nın Zomba Videosu



Video'yu İndir : Ali Kırca'nın Pipisi

Keyif verici maddelerden tüketip çiftleşmesini video'ya kaydeden ünlüler kervanına iyi aile bıyığı Ali Kırca da katıldı.

Video'yu yazının sonundaki linkten indirebileceğinizi söyledikten hemen sonra belirtmek isterim ki amacımız bu video'yu inderebileceğiniz pek çok sitedeki yada magazin programlarındaki gibi "Aaaa ne ayıp nçk nçk nçk" dedirtmek değil. Bilakis Liberal ve özgür seksin gayet doğal bir eylem olduğu argümanını desteklemek için bu linki veriyorum.

Kişisel olarak seksin sinir uçlarını uyarıp keyif almaktan daha öte bir şey olmadığını bu nedenle asla ayıp yada mahrem olması gerekmediğini, tüm katılımcıların rızası ile yapıldığı sürece kiminle, kaç kişiyle, nerede, ne şekilde, ne kadar yapıldığının hiç önemi olmadığını,doğada olmayan mahremiyetin, türümüzün uzun evrimi sonucunda çok yakın zamanlarda (10-15 bin yıl önce) ortaya çıktığını ve daha da saçma ve asla ne demek olduğunu anlayamadığım "Ayıp" kavramının gelmiş geçmiş en çarpık ve gereksiz sosyal güdü olduğunu düşünüyorum.

Bu nedenle bu videoda utanılacak bir durum yok. Hatta daha önce ortaya çıkan, Gülben Ergen'in assolistliğe ve albümüne adım atış videosu, Sırt kıllarından kurtulmanın artık çok kolay olduğundan bihaber olan Tamer Karadağlı'nın seksapeli sıfır olan karısını aldatma videosu ve son olarak Gamze Özçelik'in uzun boyun kesinlikle penis boyuyla orantılı olmadığı kanıtlayan videosu göz önüne alındığında Ali Kırca performans anlamından listeye doğrudan bir numaradan giriş yapıyor. Hoş, göbek katsayısı ve popoların yer çekimine direnci anlamında çok başarılı olmasada Ali Kırca'nın yumuşak sado-mazo performansı kesinlikle istanbuldaki sado-mazo seks gruplarından birinin erkek Dominatrix* i olmaya aday gözüküyor.

Yaşasın liberal seks! Yaşasın porno! Yaşasın endorfin!

(*) Dominatrix: Sadist- Mazoşist ilişkilerde baskın, lider karakter olan kadın.

20 Ağustos 2006



Stoned Cat

“… Gazeteci Gülden Aydın ve ailesi, tatil için gittiği İzmir'de haşemalı ve tesettürlülerin saldırısına uğradı. Aydın, kızının, bikini giydiği için, İzmir Karaburun'da 4 haşemalı erkek ve 10 tesettür mayolu kadının saldırısına uğradığını söyledi.

"Ablam ve komşuları, Çakmakcık'a üç yıldır gelen haşemalı erkek ve tesettür mayolu kadınların, mayo ve bikinili kadınları söz ve bakışlarıyla rahatsız ettiklerini söyleyerek, benimle gelmek istemedi. Israrım üzerine 9 Ağustos'ta, ablam, kızım ve komşunun liseli iki kızıyla koya gittik. Ablam uyuyordu.

Yüzmek için hazırlanırken, arkadaşlarıyla kâğıt oynayan kızımın 'Lütfen temizler misiniz?' dediğini duydum. Bir kadının yanı başımızda büyük tuvaletini yaptırdığı çocuğunu alıp uzaklaştığını gördüm. Kızım da 'Burası herkese açık alan. Lütfen o pisliği temizler misiniz?' diye seslenince haşemalı iki erkek ve arkasından birkaç kadın geldi. Erkeklerden biri kızıma, 'Sen buranın çevre sağlık müdürü müsün?' dedi.

Adamın biri kızımın göğsünü avuçlayıp bağırdı, 'Bikini giyen pislikleri istemiyoruz. Gideceksiniz buralardan!' Kızım da 'Burası Türkiye Cumhuriyeti. Tabii bikini giyeceğim. Beğenmiyorsanız İran'a gidin' diye karşılık verdi. Kalabalık çoğaldı. Kızımın üzerine abandılar. 'Durun' diyerek yerimden fırladığımda bir adam kolumdan tuttu, birkaç kadın bana vurdu. Dizlerimin bağı çözüldü. Ablam, 'Durun, Allah aşkına ne yapıyorsunuz? Kardeşim gazeteci' dedi. Elleri havada durdu. Linç halkası gerileyerek açıldı."…”

Kaynak; 18 Agustos 2006 / www.milliyet.com.tr

Nasil yani dedim kendi kendime… insanlar bu kadar arsiz, bu kadar igrenc nasil olabilir. Hele 3000 yillik gecmise sahip, felsefenin ve mantigin dogumuna ev sahipligi etmis, yuzyillardir GAVUR lakabi takilan, guzellik yarismalarinda hep birincileri; secimlerde de hep sol partileri sandiktan cikaran, annemin 1970lerde 1 karis etekle babami ayarttigi, rock’in ve ot’un sehri guzelim izmir’in guzelim karaburun’unda!?!?!!

Bu kara sakallar ve ninjalar akillarinca cakallik yapmaya calisiyorlar belki de; modernligi ile unlu bu sehirde ve civarindaki halki bezdirip buraya sokulmaya calisiyor. Savas taktigi olarak aptalca degil; sonucta dusmanin modernism kalesiyse ya yayla eteklerinden yavas yavas kaleye ilerleyeceksin yada kaleyi direk hedefleyip ajanlarinla icerisini kirletecek; ortami gerginlestireceksin.

Fiziksel olarak korkak yasayan ve buna mazeret olarak 60, 70, 80 darbeleri donemlerindeki vahsi iskenceleri mazaret gosteren Turkiye Aydinindan cok umudum yok. Sevgili Sezer’in zamani azaldi ve kendini koltuga yapistirmayacak kadar ermis biri bence, yani uzucu ama gidici. Polis desen, sonucta isini “bilerek” yapan memur adam, nereye cekersen gelir; hani yasaya yuzde 100 baglisini bulursan da yasayi degistirirsin olur biter. Geriye asker kaliyor di mi? hepimizin mecburi hizmetinden kactigimiz ama her basimiz sikistiginda kollarina kostugumuz ASKER kaliyor degil mi? Ay aman o da ne; hic de demokratik degil mi?

Allahaskina “-mis” gibi yapacagimiza, ne isek dogru durust onu olmaya calissak ya. Biz Turkler binlerce yillik gecmisimizde hep guzel yerlerden guzel yerlere gectik; orta asyadan cikip arap collerinin iki nehir arasindaki mezapotamya cennet bolgesine vardik; oradan kalktik dunyanin kultur-hayat-sanat-ticaret besigi, verimli anadoluya geldik yuzyillardir sefasini surduk. Simdi tamam; modern dunya modern dunya diye havada asili kalmis bazi standartlara cekmeye calisiyoruz kendimizi. Ama kardesim senin gibi bir asker ve polis devletinin milletine, senin gibi yuzyillardir “gelen agam giden pasam” diye gununu gun eylemeyi secmis, hep tepedekine avuc acan, “nerede bu devlet” yakarisini ana haber bultenine jingle yapmaktan utanmayan, bos buldugunda simarip kardesini dostuna satip sonra ikisini arkadan vuran; EGITIM ve DISIPLINLE yonlendirildiginde ise dunyanin harbiden en baba askeri, fizikcisi, sporcusu ve ner neyiyse onu olan bu millete biraz daha eli sopali bir yonetim bicimi gerek belki de.. ama kesinlikle vahsi ve/veya yobaz kismindan degil, akilli ve modern kismindan olsun lutfen…

Bu ilk sorun mu? Hayir; benim bildigim sag – sol vardi, sonra da kurt problemi. Hadi Kurtler azinlikti; aptal olanlari Fransizlarin gaziyla daglarda mehmetcik oldururken akillilari buyuk kentlerde zengin oluyordu; kimileri turklerden nefret ederken bircogu kardesce yasamak istiyordu. Yani isin ozu ortak bir birlikleri, hedefleri yoktu. Ama bu, en yumusak dilde, “radikal dinci” lerin, sapik yavsaklarin en buyuk gucleri BIRLIK icinde olmalari. Detayli konularda, estetikte, felsefede vesaire fikir birligine varmak zordur; ama BAGNAZLIKTA, SAPIKLIKTA, HAYVANLIKTA biraraya gelmek bu saydigim sifatlari ve benzerleri icin cok kolaydir; allah kahretsin ki dogaldir, dogalarinda vardir. Itsel ozelliklerdir bunlar; tek baslarina kaldiklarinda tirsarlar, biraraya geldiklerinde havlarlar isirmaya kalkarlar.

Uzun sozun sozu;

Bence yahudi hirs ve vahsetini; bunlari tasvip etmeyen diger yahudiler durdurabilir ve durdurmak sorumlulugundadir. Ayni sekilde bu YOBAZLARI, EVRIMINI TAMAMLAMAMIS, ALLAHI VE KITABINI ANLAMAMIS, KENDISINDEN, SEVGIDEN VE KADINDAN KORKAN LEBLEBI CUKLU, KECI BOKU BEYINLI BU KORKAK HAYVANLARI durdurmak ALLAHI VE KITABINI ANLAMIS, SEVMIS, GONUL VERMIS, KENDINI ADAMIS, SEVECEN, INSANCIL, HOSGORULU, ILERI FIKIRLI, KENDISIYLE BARISIK MUSLUMANLARIN sorumlulugudur. Yoksa benim karsima ciktiginda bu adam, ortaya kavga cikar, savas cikar. Cunku iletisim kuramayiz; ben kendimi ve degerlerimi savunmak icin bunlarin kafalarini kesip, alinlarina ATATURKlu posta pulu yapistirip; sakallarini agizlarina, kensi siklerini gotlerine sokup; hatip liselerine, sapik yetistirme yurtlarina ve canli bomba kamplarina postalamak isterim ben. Ne ben onun bogurmelerinden anlarim, ne de o ATATURKTEN, ILIMDEN, IRFANDAN. MEVLANADAN…

Haydi, o eskiden her yanimizda olan, cok sevdigimiz; artik fazla goremedigimiz, yerlerini bu yobazlara birakmis sevgili guzel musluman kardeslerim; inancinizi boyle hayvanlara birakmayin lutfen yalvaririm.

MUSLUMANLIK ILIM, IRFAN, SANAT DINIDIR; INSAN DINIDIR; HAYVAN DINI DEGIL!
Editörün son notu: Başımıza ne geldiyse bu ilkel ilahi yaratıcı inancından

8 Ağustos 2006

Sen Bilge Olmak İstersin...



Stoned Cat

Sen içinde öfke ve nefret olmasın istersin. Ailevi ve/veya psikolojik nedenlerden dolayı içinden atamadığın; genç yaşlarında ruhunda büyümesine izin verdiğin, daha sonraları akıllanıp denetim altına almaya çalıştığın o iğrenç öfke ve nefret duygularını ortaya çıkarmak için her şeyi yapıyor bu ülke insanları.

Sen sinirlenmemek istiyorsun; onlar tüm yavşaklıkları, saygısızlıkları, yapışkanlıkları ve seviyesizlikleriyle etrafında kirli dişleriyle sırıtarak, elleri siklerinde yada örümcek ağı bağlamış amcıklarını parmaklayarak dans ediyorlar.

Sen yürüyüp gitmek, uzaklaşmak, geri dönmemek istiyorsun. Ama onlar senin günlük güzergahını mesken tutmuş, senin önlerinden geçmeni bekliyorlar. Sen, bilgelik yolunun “umursamama” ve “kendini bağlı hissetmeme” kurallarını aklında tutmaya çalışarak caddenin ortasından evine dönerken; onlar kaldırım gölgelerinde, kıskançlıkları, tatminsizlikleri ve hastalıklı duygularıyla yaktıkları ruhlarına; senin hayat dolu silüetine bakıp masturbasyon yaparak, birkaç damla can katmaya çalışıyorlar.

Ve sen uzun-keskin bir kılıç istiyorsun, ve öldürme hakkı. Ve bu istek, hepsinin vücutlarını, kafalarını, gırtlak ve göğüslerini kesmek ve parçalamak isteği içinde büyüdüğünde, bilgelik yolundan ne kadar uzaklaştığını fark edip, hep kendinle bozuşuyor, hem de onlardan bin kat daha nefret ediyorsun.

6 Ağustos 2006

Yaka Kartlı Kerkenezler




Plaza güvenliği ilk olarak ben de 2001'in sonlarına doğru bir plazada çalışırken (haber vermeden bir ay işe gitmeyip sonrasında sırıtarak işe gidip, ve nazikçe kovulmadan hemen önce) ortaya çıkmıştı.

Bize dağıtılan kıçı kırık yaka kartlarını aynı katın hemen sonundaki büfeye gitmek için bile 2 kere asla düzgün çalışmayan bir döner kapıdan geçerken okutmak zorundaydık. Tabi çok daha kurumsal olan büyük firmalar işi ilerletip insanları her nerede olmalarını istiyorlarsa oraya tıkmak için ofis içindeki kapılardan geçerken bile kart okutma zorunluluğu getirdiler.

Bu bilginin ve birinin ofisinize girip pompalı tüfekle plazada çalışmaya hak kazanmış beyninizi dağıtması kesinlikle olasılıklar dahilinde bir eylem olduğu için firmaların yaptığı bu işe bok atmak biraz zor. Bu nedenle iş yerleri çalışanlarına boyunlarına asabilecekleri (çünkü br günde onlarca kez kart okutmaları ve kartlarını kaybetmemeleri gerekiyordu) manyetik yaka kartları dağıttılar. Herkese de bu yaka kartlarını iş süresince boyunlarına takma zorunluluğu getirdiler.

İşte, yaka kartlı kerkenezlerin de ortaya çıkışı tam bu noktada oldu. ilk gördüğüm örnekler hiç şüphe uyandırmadı. O zamanlar tepebaşında çalışıyor ve her öğlen etrafa yayılan binlerce yaka kartlı Turkcell'li ile karşılaşıyordum. Çok makuldu çünkü kartını çıkar, dışarı çık, yemek ye, tekrar kartını çıkar, tak, okut. Ölme eşeğim ölmeydi.

Daha sonra çok alakasız saatlerde mesela servis beklerken yada iş çıkış saatinden neredeyse 4 saat sonra sokaklarda, Turkcell, Avea, IBM ve bunun gibi bilimum sözde sadece isminin bile katma değeri olan firmaların çalışanlarının yakalarındaki kartlarla dolaştıklarına şahit oldum.

Tataaam! Açıkçası bunu nedne yapıklarını çok merak etmeye başladım. Büyük ihtimalle yöneticiler için çok bir şey ifade etmese de sanırım daha aşağıda çalışan kurumsal köleler için nerede çalıştıklarının diğer insanlar tarafındna bilinmesi çok ama çok önemliydi. HSBC çalışanıysanız maslak'ta yemek yenilecek herhangi bir yere girdiğinizde insanlar sizin tatakbank'ta değil HSBC de çalıştığınızı kesinlikle bilmeliydi!

Hatta bu şirketlerinin adından faydalanmak isteyen bu inanların içinde bulundugu durum o kadar komikti ki, gece 10'a kadar mesai yaptıktan sonra minibüs beklerken yaka kartını çıkarmayan acar bankacı çalıştığı bankanın adının açılımının Honk Kong & Shangai Banking Corporation olduğundan bile bihaberdi, ama olsundu, belki müstekbel bi dişi adayının kafasında HSBC'de çalışan takım elbiseli 2. sınıf bir ITci kesinlikle misyoner pozisyonunda daha başarılı olarak etiketlenebilirdi.

Çalışmak için mi yaşadığı yada Yaşamak için mi çalıştığı konusunda karar veremeyen bu kendini firmasının logosundan başka bir şeyin altında sosyalleştirip sınıfılandıramayan kerkenezlerin sadece alt düzey kurumsal kölelerden oluşmadığı ve yöneticilere de sıçradığını üzülerek gördüm geçen cuma günü ve öle hüzünlendim öle hüzünlendim ki...Ermenegildo Zegna takım elbisesi ile arabalardan çok anlamadığım için ne olduğunu anlamadığım (ama kesinlikle pahalı) arabasından yakasındaki Avea kartıyla inen bu kerkenez bizimle aynı asansöre binip gitmekte olduğumuz restorana bizimle beraber çıktı, masasına oturdu, kim gelecekse onu beklemeye başladı, bir hatun 20 dakika sonra adamın masasına oturdu ve yaka kartı hala yakasındaydı! Tabi ki zombalamak için bundan iyi malzeme olamazdı....

Cihangir der ki, ey kurumsal köleler, firmanız sizi sömürürken size hiçbir fayda sağlamayacağı halde çalıştığınız firmanın arkasına saklanmak niye? Enron diye bir firmadan haberiniz var mı? yok mu? E basit... google:enron. Bakın sizin küçük dünyanızın dışında neler oluyormuş neler...
 

Zomba Copyright © 2009 Zomba is Designed by Zula