1 Ocak 2006

Orhan Pamuk Mu Yamuk?



O'nu gundemin bok cukuruna sokmaktan cekinmeyen, orijinallikten uzak, zorlama toplumsal hezeyanlara kendini kolayca kaptirabilen, argumana ac, beyni yikanmakta olan toplum mu yamuk;

Yoksa ikisi de mi?
Nobel edebiyat odulunu alan ilk turk.
Ilk once, bu konu gercekten su anda oldugu gibi kisirca mi tartisilmali, bunu soralim. Ve cevabi bulmak icin en zitlari gozumuzun onune getirelim.

Komplo teorisinin en ucundaki senaryo; nobel komitesi bizimkini cagirmis, "bunlari bunlari soyle, odulu sana verelim" demis, bizimkine de uymus, sozler soylenmis, odul alinmis…
Diger uctaki senaryo; hergun gunluk hayatta yuzlercesi ile karsilastigimiz tesadufler benzeri bir tesaduf; orhan pamuk o roportajda "turkiyede dusunce ozgurlugu var, bunlar bunlar soylenebiliyor, bakin ben de soyluyorum" demis, nobelde soylemindeki akademisyenligi ile tamamen ayri bir kulvarda "orhan pamuk yilin esas adamidir" demis ve hepsi bu…

Hangi senaryonun dogru oldugunu nasil bilebiliriz ki? Tarihe ve insane tutumlarina bakarak mi? Apacik ortada mi? biri birine bi si mi soylemis?

Bilemeyiz! Ortada ne bir telefon konusma kaydi var orhan pamuk ve komite uyesi arasinda, ne de digger yaklasimin merkezindeki "tesaduf" kavraminin sozluk anlaminda aciklanamamak var.. Bilemeyiz..

Oysa her soylenene atlayan sazan toplumumun kendisi sutten cikmis ak kasik(!) bilen vakur evlatlari hemen koy meydaninin ortasina cekip taslamaya basladilar adami. Hadi algisi dar insanlari bir kenara biraktim etrafimdaki "bilmedigi seyler hakkinda yorumlar yapmayacagina" guvendigim en yakinimda bile gorur oldum bu tepkiyi; "yavsak satti memleketi, san sohret para adina" vs vs vs.. Kelimenin tam anlamiyla bilmeden konusmak..

Konuyla iligli basinin 1 dakikalik telefon roportajlarina denk gelmis Murathan mungan'in ermis bir anina rastlamis soruyu cevaplamak; "turkce yazan bir yazar odulu aldi, turkce kitaplar odulu aldi, keyfini cikarmaktan yanayim" (kelimeler farkli ama oz bu). En guzeli, en basiti, en dogrusu bence…

Ama yine de… Niye bunlari bir kenara bakip herseyin arkasindaki esas senaryolara bakmiyoruz? Onlari bilebiliriz. Yada felaket senaryo alternatiflerini 2ye 3e indirip onlara karsi savunma alir, eksik yanlarimizi gelistirip iyi yanlarimizi keskinlestiririz.

Avrupa birliginin turkiyeyi almaktaki en temel cikari ne olabilir?

Ve bu cikar icin ne kadar bedel odemeye hazirlar?

Cunku bu anlasmalar ilahi adalet seviyesinde tekerrur etmeyecek; modern dunyanin is adamlari ve politikacilari hep "ne kadar az vererek, ne kadar cok alabilirim" hirsi ile yola cikiyor..

Iste bunu dusunelim sevgili zomba okuyucusu, agresif mutsuz duygularimizi onumuze ilk konulana kanalize etmeyi birakip AKLIMIZI her gune, her konuya, her soyledigimize yayip, akilli olup, olumlu olana, gelecege, gelecegimize bakalim… Birakalim bu islerin bos, kisir taraflarini, gozumuzu acalim. Biz gucluyuz, biz karar verdik mi yapariz, biz gerektirdigimiz zaman dunya yanlissa dunyayi karsimiza alip, uyadirdigimiz saygi ile her anlamda cikarlarmizi koruruz. Onursal, tarihsel, finansal, 'gunsel'…

Teoride kararli, uygulamada sabirli…

Lutfen.

Inan bana cok zor degil. Hatta statukondan kurtulunca daha iyi hissedeceksin kendini. Bunun garantisini verebilirim.

Yoksa aman! Bir gun sen de…

Zombalanacaksin!!!… J
Blog Widget by LinkWithin

1 yorum:

Zomba on 11:28 ÖÖ dedi ki...

Hayalet sen kim oluyosur da kimin vatan haini olup olmadığına karar veriyorsun önce onu bi açıklığa kavuştursan da sonra kim vatan haini kim değil tartışsak. hmm?

Yorum Gönder

Zombalıyorum.

 

Zomba Copyright © 2009 Zomba is Designed by Zula