Plaza güvenliği ilk olarak ben de 2001'in sonlarına doğru bir plazada çalışırken (haber vermeden bir ay işe gitmeyip sonrasında sırıtarak işe gidip, ve nazikçe kovulmadan hemen önce) ortaya çıkmıştı.
Bize dağıtılan kıçı kırık yaka kartlarını aynı katın hemen sonundaki büfeye gitmek için bile 2 kere asla düzgün çalışmayan bir döner kapıdan geçerken okutmak zorundaydık. Tabi çok daha kurumsal olan büyük firmalar işi ilerletip insanları her nerede olmalarını istiyorlarsa oraya tıkmak için ofis içindeki kapılardan geçerken bile kart okutma zorunluluğu getirdiler.
Bu bilginin ve birinin ofisinize girip pompalı tüfekle plazada çalışmaya hak kazanmış beyninizi dağıtması kesinlikle olasılıklar dahilinde bir eylem olduğu için firmaların yaptığı bu işe bok atmak biraz zor. Bu nedenle iş yerleri çalışanlarına boyunlarına asabilecekleri (çünkü br günde onlarca kez kart okutmaları ve kartlarını kaybetmemeleri gerekiyordu) manyetik yaka kartları dağıttılar. Herkese de bu yaka kartlarını iş süresince boyunlarına takma zorunluluğu getirdiler.
İşte, yaka kartlı kerkenezlerin de ortaya çıkışı tam bu noktada oldu. ilk gördüğüm örnekler hiç şüphe uyandırmadı. O zamanlar tepebaşında çalışıyor ve her öğlen etrafa yayılan binlerce yaka kartlı Turkcell'li ile karşılaşıyordum. Çok makuldu çünkü kartını çıkar, dışarı çık, yemek ye, tekrar kartını çıkar, tak, okut. Ölme eşeğim ölmeydi.
Daha sonra çok alakasız saatlerde mesela servis beklerken yada iş çıkış saatinden neredeyse 4 saat sonra sokaklarda, Turkcell, Avea, IBM ve bunun gibi bilimum sözde sadece isminin bile katma değeri olan firmaların çalışanlarının yakalarındaki kartlarla dolaştıklarına şahit oldum.
Tataaam! Açıkçası bunu nedne yapıklarını çok merak etmeye başladım. Büyük ihtimalle yöneticiler için çok bir şey ifade etmese de sanırım daha aşağıda çalışan kurumsal köleler için nerede çalıştıklarının diğer insanlar tarafındna bilinmesi çok ama çok önemliydi. HSBC çalışanıysanız maslak'ta yemek yenilecek herhangi bir yere girdiğinizde insanlar sizin tatakbank'ta değil HSBC de çalıştığınızı kesinlikle bilmeliydi!
Hatta bu şirketlerinin adından faydalanmak isteyen bu inanların içinde bulundugu durum o kadar komikti ki, gece 10'a kadar mesai yaptıktan sonra minibüs beklerken yaka kartını çıkarmayan acar bankacı çalıştığı bankanın adının açılımının Honk Kong & Shangai Banking Corporation olduğundan bile bihaberdi, ama olsundu, belki müstekbel bi dişi adayının kafasında HSBC'de çalışan takım elbiseli 2. sınıf bir ITci kesinlikle misyoner pozisyonunda daha başarılı olarak etiketlenebilirdi.
Çalışmak için mi yaşadığı yada Yaşamak için mi çalıştığı konusunda karar veremeyen bu kendini firmasının logosundan başka bir şeyin altında sosyalleştirip sınıfılandıramayan kerkenezlerin sadece alt düzey kurumsal kölelerden oluşmadığı ve yöneticilere de sıçradığını üzülerek gördüm geçen cuma günü ve öle hüzünlendim öle hüzünlendim ki...Ermenegildo Zegna takım elbisesi ile arabalardan çok anlamadığım için ne olduğunu anlamadığım (ama kesinlikle pahalı) arabasından yakasındaki Avea kartıyla inen bu kerkenez bizimle aynı asansöre binip gitmekte olduğumuz restorana bizimle beraber çıktı, masasına oturdu, kim gelecekse onu beklemeye başladı, bir hatun 20 dakika sonra adamın masasına oturdu ve yaka kartı hala yakasındaydı! Tabi ki zombalamak için bundan iyi malzeme olamazdı....
Cihangir der ki, ey kurumsal köleler, firmanız sizi sömürürken size hiçbir fayda sağlamayacağı halde çalıştığınız firmanın arkasına saklanmak niye? Enron diye bir firmadan haberiniz var mı? yok mu? E basit... google:enron. Bakın sizin küçük dünyanızın dışında neler oluyormuş neler...
0 yorum:
Yorum Gönder
Zombalıyorum.